NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
39 - (864) وحدثنا
محمد بن
المثنى وابن
بشار. قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة عن
منصور، عن
عمرو بن مرة،
عن أبي عبيدة،
عن كعب بن
عجرة ؛ قال:
دخل
المسجد
وعبدالرحمن
بن أم الحكم
يخطب قاعدا.
فقال: انظروا
إلى هذا الخبث
يخطب قاعدا.
وقال الله
تعالى: {وإذا
رأوا تجارة أو
لهوا انفضوا
إليها وتركوك
قائما}.
{39}
Bize
Muhammedü'bnü'I-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Dediler ki: Bize
Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Mansûr'dan, o da Amr b.
Mürra'dan, o da Ebû Ubeyde'den, o da Kâ'b b. Ucra'dan naklen rivayet etti.
Demiş ki :
«Kâ'b, mescide girdi.
Abdurrahmân b. Ümmi Hakem oturduğu yerden hutbe okuyordu. Kâ'b :
— Şu habise bakın!
Oturduğu yerden hutbe okuyor. Hâlbuki Allah Teâlâ (onlar bir ticâret veya
eğlence gördükleri vakit, ona doğru sökün ettiler de seni ayakta bıraktılar.)
buyuruyor; dedi.»
İzah:
Hadîsin isnadında Hz.
Ka'b'ın mescide girdiğini ve «şu habise bakın!..» dediğini söyliyen zât ya Ebû
Ubeyde yahut bizzat Kâ'b Ucra'dır. Böyle kendisi için «Ben» demek lâzımken,
ismini söyliyen râvîlere çok tesadüf olunur. Onlar, bunu ya tevâzudan yahut da
başka bîr nükteden dolayı yaparlar.
Hz. Kâ'b'ın okuduğu
âyeti istidlali şöyledir: Allah Teâlâ Hazretleri, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in ayakta hutbe okumakda olduğunu haber vermişdir. Binâenaleyh Abdurrahmân'ın
da hutbeyi ayakta okuması îcâb ederdi. Çünkü Allah Teâlâ :
«Sizin için
Resûlullah'da güzel bir örnek vardır» buyurduğu gibi, bir âyetde : «Ona tâbi'
olun!», başka bir âyetde de «Resul size ne getirirse, onu hemen alın!» buyurmuşdur.
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) dahî «Beni nasıl namaz kılarken gördüyseniz, siz de öyle
kılın!» emrini vermişdir.
Hz. Kâ'b'ın bu sözleri
büyüklerin münkerât işlediğini görünce onları, bundan vazgeçirmeye çalışmak
lâzım geldiğine delildir.